SayfamIza Hoş Geldİnİz!

Sevgi Sanat, bizden en son haberlerin yayınlandığı, özel düşüncelerimizi içeren, paylaşımcı bir ortama sahip kişisel bir günlük ve bir bağlantılar koleksiyonudur. Ana sayfamıza son eklediklerimiz sayesinde ziyaretçilerimiz değişikliklerden haberdar olabilir, yorum yapabilir, sayfa sonlarındaki pencereden e-posta gönderebilir veya bağlantı verebilirler. Nasıl mı? Aşağıdaki “İzleyiciler” bölümünde yer alan “İzle” bağlantısını tıklamak yeterli. İsteyenler ise http://www.sevgibilal.tr.gg/ sitemizi gezebilir, dileyenler de http://www.facebook.com/group.php?v=info&gid=7385371325#/group.php?v=wall&gid=7385371325 facebook grubumuzun sayfalarını gönüllerince turlayabilirler.



14 Ocak 2010 Perşembe

Yağlıboya Resimler III


51 No. Coup de vent, 16 x 38 cm

Dünyaca ünlü Fransız fotoğrafçı Philip Plisson'un "Rüzgârın Vuruşu" isimli fotoğrafından çalışılmıştır. İrlanda'nın okyanus sahilindeki azgın dalgalı denizi resimlenmiştir. İrlanda'ya hâkim olan Kuzey Atlantik akıntısı hava koşullarını değiştirmekte, nemli okyanus rüzgârları ülkenin yıl boyunca yoğun olmayan bol yağış almasına neden olmaktadır. Yağışlar nedeniyle ülke oldukça ıslaktır. Çoğu günler sis tabakası ve bulutla kaplıdır.




52 No. The Cutting, 25 x 30 cm1990 yılı bir David Hockney çalışması olan bu resimde yol açmak için bir tepeliğin budanması konu edilmiştir.




53 No. Sahra'da kervan, 35 x 50 cmBir Alman fotoğrafçı, film yapımcısı, biyolog ve maceracı olan Carsten Peter’ın yazar John Hare ve ekibi ile birlikte deve üstünde yaptıkları trans-Sahra keşif seferi sırasındaki fotoğraftan çalışılmıştır. Sahra’daki çok eski bir kervan yolunu izleyerek Çad Gölü’nden Trablus’a deve üzerinde yaptıkları üç buçuk ay süren yolculukta Hare ve ekibi Libya’nın güneyindeki kum denizinde savaş vermekteler. Kervan burada yolunu kaybetmiş, develer de yorgunluktan tükenmişlerdi.




54 No. Maelstrom, Bodø, 25 x 47 cmFlaman dilinden “akıntı aşındırması” anlamında gelen Norveççe bir sözcük olan “Maelstrom”, Norveç’in batı kıyıları açıklarında, Kuzey Buz Denizi’ndeki Morkanaes ile Mosken adaları arasındaki güçlü gelgit akıntılarından kaynaklanan bir anafordur. Resim, Norveç’in Salten bölgesindeki Nordland’ın en büyük şehri olan Bodø’yu göstermektedir. Burası deniz yolculuklarında her an rüzgârlıdır. Maelstrom’un kurgusal tasvirini, Amerikalı yazar Edgar Allan Poe “Akıntıya Kapılma” ve Fransız romancı Jules Verne de “Denizler Altında 20.000 Fersah” adlı eserlerinde saatte 18 km hızla giden bir akıntı ile okyanusun altına ulaşan dev bir anafor şeklinde anlatmışlardır. Hatta romanın sonunda Kaptan Nemo’nun, denizaltısı Nautilus’u Maelstrom’a göndererek suç işlediği görülür. David Hockney de Maelstrom’dan etkilenmiş ve yukarıda çalışılan eserini 2002 yılında Bodø’ya giderek kâğıda suluboya ile yapmıştır. Hockney, Norveç ve İzlanda’ya yaptığı seyahatlerinde yaz manzaraları resmetmiştir. Gündüzleri uzun olduğu için bir İskandinav yazı çizmek istediğini hep söylemiştir. “Haziranda güneş asla tamamen batmaz ve günde 24 saat manzarayı görebilir, uzun gölgelerle güzel ışık alırsınız” demiştir. Kameraların ışığın kalitesini yakalamak için yeterince iyi olmadığını, bunu sadece bir sanatçının yapabileceğini iddia etmektedir.




55 No. Setting Sun, Midfjord, 18 x 25 cmİngiliz ressam David Hockney'in Norveç'in kuzeyindeki Midfjord bölgesini bir akşam güneş batarken resmettiği eserinden çalışılmıştır.




56 No. 20 x 30 cmDeğerlendirme çalışması




57 No. The Sea at Malibu, 18 x 25 cmSanat kariyeri sırasında plaj evi satın aldığı ve keşfettiği Malibu, yeni manzaralar için David Hockney’in sevgisini ve ilgisini çekmiştir. “Malibu’da denizi bir defa resimledim ama toprağın size ne kadar ilginç geldiğini anlarsınız” demiştir. Yirminci yüzyılın evrensel olarak beğenilen ve ciddiyetle övülen sanatçılarından biri olan Hockney’in ustalığı, bazen şaşırtıcı renk kullanımı, bazen de perspektif ve form çeşitliliğinde yatmaktadır. Fikirler birçok kaynaktan gelir ama Hollywood tepelerindeki canlı ve konforlu evi, Malibu’daki plaj evi gibi daimi ilham kaynağıdır. 1978’den beri daimi oturduğu Hollywood tepelerindeki atölyesinde ve sıklıkla da Malibu’daki ufak evinde çalışmaktadır. Malibu, Los Angeles’ın varlıklı semtidir. Ilık kumlu plajlarda denize nazır oturanlar ve sayısız film yıldızı ile Güney Kaliforniya eğlence dünyasındakilerin evlerinin olduğu Malibu semti, 34 km.lik bir Pasifik sahil şerididir.




58 No. Kaklık Mağarası I, 33 x 37 cmTürkiye’nin Doğu ve Orta Anadolu bölgelerini Ege’ye bağlayan karayolu üzerinde, Denizli'ye 30 km kala, sarı bir levha dikkat çeker; “Haydarbaba Türbesi ve Kaklık Mağarası 3 km”... Karbonatlı ve sülfatlı kayaların yeraltı suları tarafından eritilmesi sonucu oluşan mağaranın hemen yakında mermerlerden meydana gelen 1277 m yüksekliğindeki Malı Dağı dururken, pamuk ve üzüm tarlalarının içinde, düz bir ovada bulunması insanı şaşkınlığa sürükler. Mağaranın yakınında, sazlıklar arasında, yeraltından kaynayarak çıkan ve serbest veya kanallar içinde akan sular yöre halkınca “Kokarhamam Pınarı” olarak anılır. Faylar boyunca ilerleyen, yerin yüzlerce metre derinliğinden yüzeye çıkan kükürt ve yoğun karbonatlı bu jeotermal sular, Hierapolis’in kurulduğu zamanlardan bu yana, cilt hastalıklarının tedavisi ve tarlaların sulanmasında kullanılmıştır. “Mağara Kompleksi Alanı”ndaki etrafı tel örgülerle çevrili daire şekli, 13 m x 11 m boyutlarında, 8-10 m derinliğindeki çukurluk, Kaklık Mağarası’nın gün yüzüne açılmış bölümüdür. Büyük bir yeraltı deresinin yarattığı yeraltı boşluğunun tavanının çökmesi sonucu oluşan Kaklık, son derece ilginç özelliklere sahiptir.




59 No. 18 x 25 cm




60 No. Akdamar Adası, 25 x 32 cmAkdamar Adası, Van ve Bitlis illeri arasında bulunan Van Gölü’nün içinde yer alan en büyük adadır. Van’ın Gevaş ilçesi sınırları içerisinde yer alan adada Ermeniler’den kalma bir kilise bulunur. Adanın adının nereden geldiğine dair yaygın halk hikâyesine göre, zamanında bu adada yaşayan Gürcü baş keşişin güzelliği dillere destan Tamara adında bir kızı vardır. Adanın çevresindeki köylerde çobanlık yapan Müslüman bir genç bu kıza âşık olur. Bu genç Tamara’yla buluşmak için her gece adaya yüzer. Tamara ise ona gece karanlığında yerini belli etmek için onu bir fenerle bekler. Bundan haberdar olan kızın babası, fırtınalı bir gecede elinde fenerle adanın kıyısına iner ve sürekli yer değiştirerek gencin boşuna yüzüp, gücünü yitirmesine neden olur. Yüzmekten gücünü yitirip, yorulan genç çoban boğulur ve boğulmadan önce son nefesiyle “Ah Tamara!” diye haykırır. Bunu duyan kız da hemen ardından kendini gölün sularına bırakarak boğulur. “Ah Tamara” isminin dönüşerek zamanla “Ahtamar” biçimini aldığı anlatılır.




61 No. Kaklık Mağarası II, 25 x 32 cm58 nci resimde açıklaması bulunmaktadır. Bu resim, ikinci bir çalışmasıdır.




62 No. Vase of Flowers, 32 x 40 cmHollandalı postempresyonist dâhi Vincent Van Gogh (1853 – 1890)’un bu enfes sanat eseri, birçok sanat hareketini güçlü bir şekilde etkilemiştir. Tüm çalışmalarını on yıl içinde üreten Van Gogh, toplam 150 resim ve çizimini tam bir yıl içinde yapmıştır. Gecenin ışık ve gölgelerini ustalıkla yakalayarak özel bir yetenekle dış mekânları resmetmiştir. Hayatı boyunca akıl hastalığı nedeniyle acı çekmiş, buna rağmen başyapıtlarının çoğunu akıl hastanesindeyken yapmıştır. Hayatında sadece bir tane resim satan Van Gogh, son yüzyılın en etkili sanatçılarından biri olarak var olmuştur.




63 No. 9 x 32 cmDeğerlendirme çalışması




64 No. Untitled, 25 x 47 cmAslı, kâğıt üzerine suluboya olan ve açık eflatun renk görünümlü isimsiz bir 2004 çalışması olan bu resim, Hockney’nin inancının “resim, bir sanatçının dünyaya bakış değeridir” olduğunu belli etmektedir. Resim, İngiltere'de East Yorkshire'ın manzaralarından biridir.




65 No. Red Wire Plant, 25 x 33 cmDavid Hockney, günümüzün en saygın sanatçılarından biridir. Ciddi niyetli çağdaş bir sanatçı olarak geniş halk kesimlerinin görüşünden yararlanmaktadır. Hockney’in başarısı öyle hızlıydı ki, Londra’daki Kraliyet Sanat Okulu’ndan ayrıldıktan kısa süre sonra bağımsız oldu ve geçinmek için öğretmenliğe ihtiyaç duyması gerekmedi. Onun görüş çizgisi ihtişamdan içtenliğe doğru aynı zamanda her ikisini de kapsayan şekilde gider. Çizimleri ve resimleri kolaylıkla erişilebilirdir ve onun yeteneğini ve coşkun kişiliğini yansıtırlar. Sanatı, onun izleyiciyle doğrudan iletişim kurmaya olan ihtiyacını yansıtır. Bu, olağanüstü sevilmesinde temel olan anlaşılma ve duyulma ihtiyacıdır. Bu resim, Hockney’in, orijinalini dağlama ve kırmızı siyah leke baskı şeklinde 1998‘de güneybatı İngiltere’deki Somerset’te yaptığı eserinden çalışılmıştır.




66 No. 13 x 25 cm




67 No. Doğu büyüsü Deveboynu, 40 x 50 cmVan Gölü kıyılarının en el değmemiş köşelerinden biri, Deveboynu Yarımadası'nda İnköy'ün batısındaki Ağün mezrasıdır (Kaynak; Atlas Dergisi, Aralık 2008 sayısı).




68 No. 25 x 50 cm




69 No. Two Cats, 25 x 32 cmResmin orijinali, kabareler ve müzik salonu oyuncularının candan ve samimi posterlerini yapan İsviçreli sanatçı Théophile Alexandre Steinlen (1859 – 1923)’e aittir. İlk başlarda kumaşlara desen basan Steinlen, yenilikçi bir atmosferde Art Nouveau akımının filizlendiği Paris’in Bohemian Montmartre semtine yerleştikten sonra orada yaşarken ticari markası olan kedileri ön plana taşıdığı yüzlerce dergi çizimi ve zarif gece kulübü posterleri gibi sayısız reklam çalışmıştır. Posterlerinde ayrıca konusuna özgü derin bir duyarlılık gösteren çalışan sınıfa ait Paris manzaralarını tasvir etmesiyle de tanınır.




70 No. Göksu, 35 x 50 cmİstanbul'un güzide semtlerinden Anadoluhisarı'ndaki Göksu deresinin fotoğrafının yer aldığı bir takvim yaprağından çalışılmıştır.




71 No. Van Kedisi, 32 x 36 cmVan kedisi, Van yöresi kökenli, iyi bir yüzücü olan, gözleri mavi veya kehribar rengi veya biri mavi diğeri kehribar olabilen, nadide ve asil bir kedi ırkıdır. Genelde Van kedisi yavrularının iki kulağı arasında bir veya iki adet siyah nokta bulunur. Cana yakınlığı, beyaz, ipeksi kürkü, aslan yürüyüşü, tilki kuyruğuna benzeyen uzun ve kabarık kuyruğu, değişik göz renkleri ve suya olan düşkünlüğü ile Van Kedisi, dünya üzerinde melezleşmeyen, saflığını koruyabilmiş canlıların başında gelir. Bu özelliği onu, hem kedi dünyasının hem de diğer canlıların yıldızı haline getirir. Anadolu’ya tam olarak ne zaman ve nasıl geldiği bilinmeyen Van kedileri, diğer canlılarda olduğu gibi bulunduğu bölgenin şartlarına ayak uydurdular. Türkiye’nin en yüksek dağlarının bulunduğu Doğu Anadolu bölgesindeki yüksek sıcaklık farklarına kürkleri sayesinde kolayca ayak uydurabilir. Yılda en az 6 ay karlarla kaplı bu bölgede uzun tüyleriyle kar ve soğuktan korunurken, yazın birden ısınan hava nedeniyle tüylerini dökerek Van Gölü’nün ılıman iklimine uyum sağlarlar. Van kedilerinin diğer kedilerden ayrılan ilginç bir özelliği vardır. Bu kediler suyu çok severler ve yüzerler. Eğer suya doğru gidiyorsa, bu zorunluluktan değil, sadece zevktendir. Özellikle ılık ve sığ sularda yüzmeyi seven Van kedileri, evlerde musluktan damlayan sulara pati atar ya da banyoda size eşlik eder.




72 No. Maternity, 24 x 33 cmPablo Picasso (1881-1973), Fransa’da çalışan bir İspanyol ressam, heykeltıraş, grafik ve seramik sanatçısı idi. Onun genelde teknik ustalıkta, muazzam beceriklilikte ve inanılmaz orijinallik ve üretkenlik konusunda 20.yüzyıl sanatının en başta gelen kişisi olduğu düşünülür. “Annelik” adındaki bu resmin özgün olanı 1905 yılında yapıldı, bugün orijinal duyarlılık ve görkemini korumak için kusursuza yakın biçimde detay detay, renk renk yeniden yapıldı. Picasso, daha 14’üne gelmeden babası tarafından bir çocuk deha olarak farkına varıldı. Cubism denen modern sanat akımına öncülük etti ve geniş çevrelerce 20.yüzyılın en önemli sanatçısı olarak kabul edildi. Bu sanat çalışması, tıpkı orijinali gibi aynı coşku ve güzelliğe sahiptir.




73 No. Rocky Mountains, 24 x 33 cm“Kayalık Dağları” Kuzey Amerika’nın batısındaki büyük dağ silsilesidir. Kanada’daki British Columbia’dan başlayarak ABD’denin New Mexico eyaletine kadar 4.800 km uzunluğundadır. 70 milyon yıl önce şekillendiği bilinen bu dağlarda su ve buzul erozyonu ile vadi ve tepeler oluşmuştur. Son buz çağı sona erdikten sonra insanlar yerleşmeye başlamışlardır. Halen bu dağ silsilesi parklarla korunmakta ve özellikle kayak gibi beğenilen turist gezileri yapılmaktadır. Bu çalışma, bölgenin bir fotoğrafındandır.




74 No. Sonbahar, 35 x 50 cm"Ev Bahçe" Dergisi'nden alınma bir çalışma. Takvimin Eylül ayını gösterdiği aylardan bir gün ve yaz rehaveti çökmüş bahçeye. Canlanmak için yardım bekliyor. Yepyeni bitkilerle kucaklaşıp yorgunluğunu atmak için sabırsızlanıyor.




75 No. Sarı Gül, 24 x 33 cmBir fotoğraftan çalışılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder