
(Samsun-Kavak, 1889 - İstanbul, 1927) 93 Savaşı sırasında Kafkasya'nın Kuban bölgesinden Türkiye'ye göç eden bir ailenin çocuğudur. Aile, Hüseyin Avni'nin doğumundan birkaç ay sonra İstanbul'a yerleşti. İlköğrenimine mahalle mektebinde başlayan Hüseyin Avni, Fransızcaya olan özel ilgisi nedeniyle yabancı dil öğrenimine yöneldi. Numune-i Terakki'de okuduğu yıllarda, sanata yeteneği biçimlenmeye başladı. Karakalem otoportreleri, çevresindekilerin dikkatini çekti. Ayasofya'da o yıllarda mimari çizimler yapan Henry Prost ile tanışması, sanat öğrenimi için Sanayi-i Nefise'ye başvurmasına yol açtı.

.jpg)
Sonradan büyük boyutlu dekoratif kompozisyonlara yöneldi. Ölümünden sonra ilk sergisi, 1931'de, sanatçının bir ara genel yazmanlığını yaptığı Sanayi-i Nefise Birliği Salonu'nda (Alay Köşkü) düzenlendi. 1968'de Akademi salonlarında bütün dönemlerini kapsayan geniş bir sergisi yapıldı.Avni Lifij, içinde yer aldığı Çallı kuşağı olarak bilinen grubun sanat anlayışını paylaşmaz. Düşünsel içerik, şiirsel alegori, onun resimlerini, daha çok Fransız sembolistlerinin ya da romantiklerinin sanat anlayışına yaklaştırır. Gölgesi ufka düşen ağaçlar, servilikler, kızılımsı bir güneşin aydınlattığı gizemli manzaralar, içli bir melankolinin ördüğü ıssız yollar, iç dünyanın dışa vurulduğu karmaşık ilişkiler, Lifij'in resimlerine içli bir şiirsellik katar. (*)
(*) Özsezgin Kaya, Türk Plastik Sanatçıları - Ansiklopedik Sözlük, YKY Yayınları 2. Baskı Haziran 1999, S. 332 ISBN 975-363-331-9
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder